Salı, Nisan 14, 2009

Pozlama ve ISO

Daha evvelki yazılarımda pozlamaya müdahale edebilmek için diyaframı ve enstantaneyi nasıl kullanacağımızı anlatmıştım. Şimdi bir üçüncü değişken olan ISO'ya gelelim.

ISO hakkında önceki yazılarımda, sensörün (ya da filmin) ışığa olan hassasiyet seviyesi diye kısa bir tanımlama yapmıştım. Aslında bu tanımlama yeterli bir tanımlama. Sadece biraz daha açmak lazım.

ISO değerleri 50, 100, 200, 400, 800, 1600.. gibi gider. Ve bu değer yükseldikçe sensörün (ya da filmin) ışığa olan duyarlılığı da artar. ISO 50 sensörün ışığa en az duyarlı olduğu durumu anlatırken, ISO 100'de bu duyarlılık iki katına çıkar. Bu rakamlar geleneksel rakamlar olup gelişen ve yaygınlaşan dijital fotoğraf makinalarında bu rakamların altına ve çok üstüne çıkılabilir. Aynı zamanda bu değerlerin arasında yer alan ara değerler de kullanılabilir. Günümüzde, üst düzey d-SLR makinalarda 25,000 ISO seviyelerine ulaşılmıştır.

Duyarlılığın artması ışığın az olduğu ortamlarda, yeterli ışığın sensöre düşmesini sağlayabilmek amacıyla uzun enstantaneler kullanmadan, çekim yapabilmemize olanak sağlar. Bu da özellikle gece çekimlerinde, iç mekan çekimlerinde işimize yarar.

Örnek vermek gerekirse, bir akşam üzeri, ışığın az olduğu bir ortamda fotoğraf çekmek istiyoruz ve 100 ISO’da pozometremiz bize f/4 ve 1/10 saniye değerleirni veriyor. 1/10 saniye ile yapılan çekimlerde titreme ihtimali çok yüksek olduğundan, diyaframı sabit tutup ISO’yu 100 yerine 200 yapmamız durumunda, pozometremiz bize f/4 ve 1/20 saniye verecektir. Ya da ISO 400 olsun. Bu durumda enstantanemiz 1/40 olacaktır. Ki bu da titremenin önüne geçecektir.

Ancak her güzel şey gibi ISO’yu arttırmanın da dezavantajlı yönleri vardır. Özellikle yüksek ISO seviyelerinde, noise denilen kumlanmalar oluşur. Bu da fotoğrafın kalitesini ve netliğini düşürür. Dolayısıyla ISO seçeneği güzel bir seçenek gibi gözükse de, en son tercih olarak kullanılmalıdır ve en açık diyafram ile beraber eğer konumuz da müsait ediyorsa tripod üzerinde uzun enstantaneler tercih edilmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder