Çarşamba, Şubat 29, 2012

Roma'da Roma'lı gibi ol!



Bu düşünceye gerçekten inanırım, gittiğim her yeni yeni yerde oranın yerel insanları neler yapar nerelere gider nerede yerler ve alışveriş yaparsa ben de oraları denemek isterim. Bu genelde çok iyi sonuçlar verir, ama Cidde'de bunu yapmak sanırım sınırlarımı zorlamış oldu.


Dün ofisteki Pakistan'lı arkadaşlar klasik bir Paki restaurant'a gidelim dediklerinde hemen evet dedim. Cidde'nin karanlık bölgelerine gidip klasik bir Paki yemeği yiyelim. Cidde'de bulabileceğiniz herhangi bir Paki yemeğinden 10 kat daha lezzetli ama 10 kat daha pis bir yer diye açıklama yer alan davetiye bile beni korkutmadı açıkcası :)




Karanlık bölge derken genel olarak Cidde'de suç oranı oldukça düşük, nedeni hırsızlık dahil her türlü suçun cezasının çok yüksek olması, muhtemelen bir uzvunu kaybediyor suçlular. Ama gene de gittiğimiz bölge hakikaten karanlık bir bölgeydi. Karanlıktan kastım ışık karanlığı değil yanlış anlamayın, sadece aşırı pis, çok kalabalık ve ters ters bakan bir dolu insanın olduğu bir yer.


Benim fotoğraf merakımı artık öğrenmiş olan bir arkadaşım, fotoğraf çekmek için cep telefonuma davrandığımı görünce hemen telefonumu ortadan kaldırmamı söyledi, yoksa ya çalınabilirmiş ya da fotoğraf çekmemden rahatsız olanlar üzerimize yürüyebilirlermiş! Ben de hemen kaldırdım tabii telefonumu ama gene de uyarı gelmeden önce gizlice bir sokak fotoğrafı çekmeyi başarmıştım :)





Neyse, yemek yediğimiz restaurant emin olun Eminönü'nde görebileceğiniz en pis büfelerden bile kötü bir mekandı. Bir kere içerisi leş gibi yemek ve gül suyu kokuyordu. Duvarlar ise milyonlarca aynadan oluşuyor, yerler ise yeni silindiği için aşırı kaygandı. Yeni silindi dememle temiz bir yer olduğunu düşünmeyin sakın! Ortamın pisliğini anlatamam size, anlatsam bile anlatmam ama ben zamanında hakikaten çok pis yerlerde yemek yedim buna emin olabilirsiniz, hiçbirisi bu kadar pis değildi :) Böyle bir ortamda yemek yediğimiz masanın üzerinde is kristal avize vardı bu arada :)








Yemek siparişine ise ben haliyle karışamadım ama genel olarak, sahan gibi bir tabakta pişen soslu bir tavuk, tam kızarmış bir tavuk, cacık, mercimek çorbası ve bir tane de gene soslu bir mercimek yemeği söylemişler. Ama bu soslu tabağın pişirilme şekli önemliymiş, o sahan benzeri tabak bütün gün yıkanmazmış, sabah yıkanırmış bir tek sonra pişen tüm yemekler yıkanmadan aynı tabakta yıkanırmış, bu yemeğin özelliği ve yemeğe lezzetini veren de buymuş zaten.




Mercimek
Yemekler hemen geldi, 3-4 abak dolusu da bizdeki pide gibi ekmekler geldi. Çatal kaşık nerede diye sormama zaman kalmadan bizim masa elleri ile yemeklere dalmıştı bile :) Haliyle, Paki restaurant'ından Paki gibi davranmak gerekli diyerek hiç sormadan direk ben de elimle daldım, ama aşağıda fotoğraflardan görebileceğiniz gibi bu soslu yemekleri ellerinle nasıl yedin diye sormayın sakın, orası bende kalsın :) Ama şunu söyleyebilirim ki, gelen pideler bu konuda çok yardımcı oldu.


Ha bir de başka ilginç olan, yemekler bititkten sonra ne içeceğimizi sormaya geldi garson :)


Restaurant'ın kendisi de biraz karanlık bu arada. Yani yanımızda çok iri ve sağlam yapılı bir Senegalli arkadaşımız vardı ve bu arkadaş da gerçekten rahat muhabbet edebilen bir kişi. Onun garsona yaptığı 1-2 espriden sonra bizim diğer arkadaşlar aman sakın espri yapma, kendine hakim ol bu adamlar espriden anlamazlar başımız belaya girer diye uyardılar hemen Senegalliyi.


Tavuk
Neyse yemeğimiz tam bitti bitecek garsonlar artık çıkmanız lazım dediler. Çünkü akşam namazı vardı ve onlar da dükkanı kapatıp namaza gideceklerdi. Bu tüm Cidde için geçerli bir durum, bütün planları namaz saatlerine göre ayarlamanız lazım ve namaz saatinde sokakta dolaşmamanız lazım. Neyse, ön kapıyı çoktan kapatmışlardı biz hesabı ödediğimizde ve mecburen arka kapıdan çıkmak zorunda kaldık. Arka kapı derken, oraya ulaşmak için önce binanın içinde üst katlara çıkıp sonra da binanın öbür tarafına geçip tekrar aşağıya inmeniz ve kilitli olan kapının nasıl açıldığını bulup öyle çıkmanız gerekiyor :) Ve bütün bunları zifiri karanlıkta yapmanız lazım.


Neyse sağ salim dışarı çıktığımızda hakkaten sokaklar boştu ama bir din polisi arabası tüm sokaklarda gezip namaza gidin çabuk diye anons yapıyordu. Biz de zaten koştura koştura arabalara gidip hemen oradan uzaklaştık. Ama bir başka sorun vardı, üzerimiz rezalet kokuyordu, anlatamam size. Tüm yol boyunca yediğim yemekten değil ama bu koku nedeniyle midem bulandı, zaten otele gidince takım elbise gömlek ne varsa hepsini balkona attım ve sonra da anında duşa girdim.


Bu da böyle bir geceydi işte, hakikaten ilginç bir deneyimdi. Midem hala sağlam, sanırım birşey olmadı, ama orada o sokakta fotoğraf çekebilmeyi gerçekten çok isterdim ama kısmet değilmiş.


Roma'da Roma'lı ol sözünü de burada da yapabildiğime seviniyorum ama kendi sınırlarımın bu kadar geniş olması da beni ayrıca mutlu etti :)

6 yorum:

  1. Bazen, fotoğraf çekmeden anı derinlemesine yaşamak da lazım. Belli ki senin için öyle bir gece, eşsiz bir deneyim olmuş. Güzel hikaye için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. bu sözün latincesi;

    "si fueris Romae, Romano vivito more; si fueris alibi, vivito sicut ibi" bu imiş :)

    http://en.wiktionary.org/wiki/si_fueris_Romae,_Romano_vivito_more;_si_fueris_alibi,_vivito_sicut_ibi#Latin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. güzelmiş :)) ama çok zor söylemesi yahu :))
      teşekkürler bu bilgi için

      Sil
    2. kemalim bence sen limitlerini gene de fazla zorlama, malum bünye o kadar da sağlam değil, şehir adamıyız biz, kaldı ki bize daha lazımsın sen :) bu arada ilk fotoda soldaki adam senin foto çektiğini çakozlamış gibi geldi, arkadaşlarını dinleyip daha fazla çekmediğine sevindim :)
      ps: sen bir de şam'ı gör, bence pislikte yarışırlar :(

      Sil
    3. valla hiç şaşırmam, ve hatta orada da yerim :) yeter ki biraz durulsun ortalık oraya da gider yerim :)))

      Sil