Uzun zamandır gezi
fotoğrafları veya çeşitli video’lar paylaşıyordum, fotoğraf üzerine pek yazı
yazmamıştım. Bence en önemli konulardan birisi olan keskinliğe değinmek
istiyorum.
Aslında, daha evvel
bahsetmiştim, uzun zamandan beri fotoğraflarda keskinlik ve bunun işleme
programları ile nasıl düzeltilebileceğinin üzerine araştırma yapıyorum. Beni
bilen bilir, fotoğrafı ilk açtığımda 100% büyütüp keskinliğini kontrol ederim
mutlaka, hatta bazı arkadaşlarım bana pixel manyağı derler :) Eminim siz de şahit olmuşsunuzdur makinadan çıkan RAW fotoğraflarda
mutlaka bir keskinlik eksikliği vardır. Ve bu beni çıldırtır açıkcası.
İnternette çok
fazla kaynak var, bunların hepsine ulaşmak çok uzun sürmedi, uzun süren
açıkcası bu yazıyı hazırlamak oldu :)
Peki keskinlik
nedir ?
Öncelikle şunu söylemeliyim, bu yazı biraz uzun bir yazı :) ve tamamen çekim sonrası yapılan keskinleştirme işlemleri üzerine. Ama bu işlemlerin başarılı olmasının ön koşulu doğru ve net bir fotoğraf çekmiş olmanız. Net olmayan bir fotoğrafı bu tekniklerle kurtarmayı beklemeyin lütfen. Maksimum netliği ve keskinliği fotoğrafın çekim aşamasında elde edebilmek için neler yapılabileceğini bu yazımda anlatmıştım zaten.
Genel olarak
sorulduğunda, fotoğraf ile en ufak alakası olmayan bir kişi bile ona
gösterdiğiniz iki fotoğraftan hangisinin keskin olduğunu hangisinin keskin
olmadığını size söyleyebilir. Ama teknik olarak, yani fotoğraf tekniği olarak,
tanımını herkes yapamaz. Öte yandan bu tanımı bilmek, keskinliği neyi
oluşturduğunu anlamak, keskinlik ile ilgili olan problemlerinizi düzeltme
yolunda size büyük fayda sağlar.
Eminim bir çoğunuz Photoshop içindeki çeşitli keskinleştirme yöntemlerini biliyordur. En bilineni olan Unsharp Mask (USM) filtresini alalım mesela, uzun zamandır pohotoshop kullanan kişiler hariç çoğu kimse bu filtre içindeki değerlerin ne anlama geldiğini neyi düzelttiğini bilmiyordur, sadece deneme yanılma yöntemi ile gözlerine güzel gelene kadar oynuyorlardır. Bu da ne yazık ki yanlış keskinleştirme yapılmasına sebep olabiliyor çoğunlukla. Bu yazıda USM’nin detaylarına biraz gireceğim ama bence asıl önemli olan keskinleştirmenin aslında tekrarlanan bir süreç olduğunu anlatmak.
Keskinlik aslında
iki tane ana faktör ile belirlenir. Bunlarda bir tanesi çözünürlülük diğeri de
akutans.
Genel kanı yüksek
çözünürlüğün keskinlik getirdiği yönündedir ama aslında çözünürlülük sadece
kaydedilen bilginin miktarıdır. Yüksek çözünürlülüğe sahip lensler ve makinalar
daha fazla ince detay kaydedebilirken, düşük çözünürlüklü makinalar bu kadar
detayı yakalayamaz.
Öte yandan akutans
ise kontrast ile alakalıdır. Yani birbirine yakın olan ve/veya birbirine değen
iki piksel arasındaki kenarların kontrastıdır akutans. İnsan gözü ve beyni
parlak piksellerin yanında yer alan koyu pikselleri kenar olarak algılar.
Koyudan parlağa geçiş ne kadar hızlı olursa kenarlar o kadar keskin gözükür. (Kaynaktan Alıntı: Ron Bigelow)

Aslına bakarsanız
keskinlik bu görselde ve hemen hemen tüm fotoğraflarda da aynı şekilde, daha
ziyade bu kontrast geçişleri ile alakalı.
O nedenle de tüm
keskinleştirme araçları ve iş akışı bu kontrastı ayarlamak üzerine kurulu. Ama
mucizeler yaratmayacağını da belirtmek gerek, çünkü bu teknikler sadece makina
tarafından kaydedilmiş bilgiler üzerinde çalışır ve eğer fotoğraf net değilse
istediğiniz kadar keskinleştirme yapın, netliğini düzeltemezsiniz.
Peki neden dijital fotoğraf makinalarında keskinleştirme
ihtiyacı duyarız?
Bunun tam ve doğru
cevabı oldukça teknik olmakla birlikte şu şekilde özetleyebiliriz. Günümüzdeki
tüm dijital fotoğraf makinalarının altında yatan sistem, doğadan ışıkla gelen
analog sinyalleri dijital verilere dönüştüren bir sistem. Fotoğraf
makinalarında kullanılan algılayıcılar aslına bakarsanız piksellerden oluşuyor
ve her piksel sadece ışığın bir rengini yakalayabiliyor, ya yeşili, ya
kırmızıyı, ya da maviyi.. Bunun ne anlama geldiğini bir fotoğraf üzerinden
anlatmaya çalışayım.
Yandaki fotoğraf
bir çiçeğin yaprağının kenarının %100 büyütülmüş hali. Kolaylık olması
açısından fotoğraftaki renkleri düşünmeyin. Sadece bu fotoğraf üzerinde
seçtiğim 3 noktaya bakalım.
1nci nokta sadece
beyazı kaydediyor, 2nci nokta ise arka plandaki tamamen koyu alanı kaydediyor
ve 3ncü nokta ise tam bu koyu ve beyaz alan arasındaki kenarı kaydediyor.
Birinci ve ikinci noktaların düştüğü piksellerde problem yok çünkü onlara ya
beyaz ya da siyah geliyor tamamen. Asıl problem 3ncü noktada, çünkü o kenar
üzerinde hem beyaz hem de siyahlar var ve pikseller bunu kaydedemiyor. Bu
nedenle bu bilgiyi griye indirgeyerek kaydediyor ve bu da beyaz ve siyah
arasındaki geçişin yavaşlamasına yani akutansın azalmasına sebep oluyor. İnsan
gözü bu çiçeğe bakarken aradaki geçişi oldukça hızlı yapabilirken ve
dolayısıyla çiçeği keskin bir şekilde yapabilirken fotoğraf makinalarındaki
algılayıcılar bunu yapamadığından ve araya griyi serpiştirdiğinden keskinlikte
kayıplar oluyor.
Öte yandan fotoğraf
makinalarında kullanılan diğer birkaç tane daha filtre var ve bunların
kullanımı da fotoğrafların yumuşamasına sebep oluyor.
İşte bu sebeple
hemen hemen tüm dijital fotoğrafların belli bir keskinleştirme işleminden
geçmesi gerekiyor.
Keskinleştirme İş Akışı
İş akışının
detayına girmeden dijital işleme programları ile keskinleştirmenin nasıl
yapıldığını anlatmaya çalışacağım önce.
Nasıl Çalışır?
Hemen hemen tüm
fotoğraf işleme programları aynı mantıkla çalışıyor. Bu teknik 1930’larda
Almanya’da kullanılmaya başlanılan bir teknik. O zamanlar karanlık odada ve
negatiflerle yapılan işlem şimdi daha basit bir şekilde fotoğraf işleme
programları ile yapılıyor. Yapılan işlem ise aslında hep aynı. Orjinal
fotoğrafın bir kopyasını ayrı bir katmana alıp bunu çeşitli filtreler ile
flulaştırmak ve orjinal fotoğraf ile flu fotoğraf arasındaki farka bakıp,
belirlenmiş olan bir eşiği aşan ton farkları varsa bunları elimine etmek
üzerine kurulu bir mantık. Bu sayede fotoğraftaki kenarlardaki ışık farkı
arttırılarak akutans arttırılıyor ve böylece fotoğraf keskin gözüküyor. Önce
flulaştırıldığı için ve sonra bu flu kısımlar elimine edildiği için bu yönteme
genelde unsharp mask deniyor zaten :)
Burada önemli olan
bu eşiği iyi belirleyip keskinleştirmeyi ayarında ve ne için keskinleştirme
yaptığımızı bilerek yapmak, yoksa fazla keskinleştirme sonucu fotoğrafta çok
fazla bozulmalar yaşanabiliyor.
![]() |
Photoshop içindeki USM menüsü |
![]() |
Camera RAW editör içindeki USM menüsü |
Burada yapılan tüm
ayarlar hemen hemen tüm işleme programlarında standart durumda. Birazdan
bahsedeceğim tanımlar hem Photoshop Camera Raw editor için geçerli hem de
Photoshop’un kendi içindeki USM için geçerli.
Ayar
|
Ne anlama gelir ? Nasıl
çalışır ?
|
Radius
|
Bu ayar, bir fotoğraftaki kenarların etrafındaki ne kadarlık bir alanın
etkileneceğini belirler. Daha düşük bir ayar daha düşük bir alanı
keskinleştireceğiniz anlamına gelir.(Yukarıda, USM mantığını anlatırken
kopyanın flulaştırıldığını anlatmıştım. İşte radius ayarı ile bu
flulaştırmanın ne kadar yapıldığını belirler. Bu ayarda 1 piksel seçmeniz
keskinleştirmenin sadece 1 piksele yapılacağını belirlemez, aslında bu 1
pikselden daha geniş bir alana yapılır ve flulaştırma alanı ile bunu
belirleriz)
|
Amount
|
Keskinleştirme işleminin gücünü ya da yoğunluğunu belirler ve genelde
yüzdesel olarak belirtilir. Yani bir kenardaki koyu ve açık alanlar
arasındaki kontrastı ne kadar arttırılması gerektiğini belirler. %0 ile %500
arasında bir değer olabilir. Ne kadar arttırırsanız o kadar fazla
keskinleştirirsiniz ama herşeyin olduğu gibi bunda da fazlası zarar demektir :) Genellikle %100 başlamak için iyi
bir seviyedir. Yavaş yavaş yükselterek optimum seviyeyi bulabilirsiniz. Tabii
bu optimumun üzerine geçerseniz artık fotoğrafta lekelenmeler başlayacaktır.
Tabii amount’a karar verirken fotoğrafı nerede kullanacağızın da önemi var.
Internette veya monitörde bakmak için keskinleştiriyorsanız başka seviye,
büyük ebatlı bir baskı alacaksınız ona göre bir seviye belirlemeniz gerekir.
Büyük baskılar için amount’u biraz daha arttırabilirsiniz.
|
Threshold
(Masking) |
Threshold ayarı herhangi bir keskinleştirme işleminin yapılabilmesi için
iki piksel arasında minimum ne kadarlık bir ton farkı olması gerektiğini
belirler. Yani yukarıda bahsettiğim eşiği threshold ile belirliyorsunuz.
Belirlediğiniz seviyenin altındaki ton farkları keskinleştirmeye tabii
tutulmuyor ve bu sayede fotoğraflarda oluşabilen bozulmaları
engelleyebiliyorsunuz. Mesela gökyüzündeki pikseller arasındaki tonal
geçişler oldukça küçük seviyededir ve bu sayede gökyüzünün keskinleştirmeye
tabii olmasını engelleyebiliyorsunuz.
|
Details
|
İnce detayların, daha az detay içeren diğer yerlere göre alacağı göreceli
keskinleştirme ayarı. Bu ayar aynı zamanda genel keskinleştirme yoğunluğunu
da etkiliyor. (Ama bu ayar Camera Raw editör dışında pek bulunmuyor.)
|
Genellikle tüm
keskinleştirme işlemleri bu filtre veya bu ayarlar aracılığıyla yapılır. Yüksek
çözünürlüklü fotoğraflar için Amount ayarını %100’ün üzerine ayarlamanızda pek
bir sakınca yok, ama bunu da gene çok abartmadan yapmak lazım. Radius ayarı ise
fotoğrafa göre değişmekle birlikte, gene yüksek çözünürlüklü fotoğraflar için 1
ve 2 arası kullanılabilir. Örnek vermek gerekirse bir kuşun tüylerini detaylıca
görebiliyorsanız bu tarz ince detaylar için radius’u küçük tutup, en ince
detayın bile keskinleştirilmesini sağlayabilirsiniz. Öte yandan bir kişinin
yüzünden bahsediyorsak, insan teninde çok fazla detay olmayacağı için (mesela
bir kuşun tüylerine oranla) burada daha yüksek bir radius kullanılabilir. Ama
tabii fotoğrafın çözünürlülüğü düşük ise daha yüksek bir radius’a ihtiyacınız
olur ama o zaman da fotoğraftaki kuşun tüyleri gibi ince detaylar birden fazla
piksele yayılacağından radius’u düşürmeniz gerekebilir. Threshold’u is yumuşak
alanların ve dokuların keskinleştirilmesini engelleyecek seviyeye getirmeniz
yeterli.
Peki bu değerleri
hangi sıra ile belirlediğinizin bir önemi var mı ? Aslında bu bir değer
değiştiği zaman bir diğer değeri tekrar belirlemenizi gerektiren ve taa ki
optimumu bulana kadar tekrar tekrar tüm değerlerin belirlendiği bir işlem. Ama
gene de önce radius ile başlayıp, sonra amount’u belirleyip en son da
threshold’u belirlemekte fayda var.
Kafanız karıştı
değil mi ? Açıkcası benim de öyle, yani aslında kafam karıştı demeyeyim de, her
fotoğraf için bu değerler çok değişiyor. Ve en doğrusunu bulmak tamamen deneme
yanılmaya kalmış durumda. O nedenle bu değerleri belirlerken mutlaka fotoğrafın
neresini keskinleştirmek istediğinize bağlı olarak karar verin, ve bu kararı da
verirken mutlaka fotoğrafı %100 seviyesine getirip öyle keskinleştirme yapın.
Peki tüm bu
detaylar iyi hoş da, keskinleştirme işlemi nasıl bir süreçten geçmeli ? Şimdi
iş akışına geçelim biraz da...
Keskinleştirme İş Akışı
Keskinleştirme
işlemi fotoğraf işleme akışınız içerisinde birden fazla adımda yapıldığı zaman
en iyi sonucu veriyor. Bu adımları kısaca aşağıdaki şema gibi özetleyebiliriz:
Capture sharpening
Yani kaynak
keskinleştirmesi, fotoğraf makinası veya scanner gibi fotoğrafın kaynağından
kaynaklı keskinlik kayıplarını gidermeye yönelik bir adım. Hemen hemen tüm
dijital fotoğraflar için bu keskinleştirmenin yapılması gerekiyor ne yazık ki
daha evvel yukarıda anlattığım sebepler nedeniyle.
Bu adım daha ziyade
RAW dosyaları işlerken yapılıyor. JPEG çekim yapıyorsanız, fotoğraf makinanızdak
ayarlara göre fotoğraf makinası bunu kendisi otomatik yapıyor ama en doğrusu PS
Camera Raw editor veya fotoğraf makinası ile gelen yazılım ile bunu yapmak daha
doğru. Çünkü makinadan makinaya göre makina içi ayarlar değişebiliyor ve çekim
modu da etkileyebiliyor keskinliği. Mesela landscape modunda çekilen
fotoğraflar portre modunda çekilenlere göre daha keskin sonuçlar veriyor. O
nedenle en emin yöntem RAW editörü içinde bu işlemleri yapmak.
Kaynak
keskinleştirmesi aslında tamamen yukarıda anlattığım ayarları belirleme ile
aynı mantık. Bir tek dikkat edilmesi gereken konu fotoğrafın mevcutta sahip
olabileceği yüksek kumlanma ile keskinleştirmenin dengelenmesi. Eğer yüksek ISO
ile çekim yapıldıysa her zaman bu adımda bir keskinleştirme yapmak doğru sonucu
vermeyebilir ve belki de ikinci adımdaki keskinleştirmeyi yapmak daha doğru
olabilir. Tabii öncesinde yüksek ISO’dan kaynaklı kumlanmanın temizlenmesi
şartıyla!
Creative sharpening
Yani yaratıcı
keskinleştirme, fotoğrafın içeriğine bağlı olarak lokal yapılan keskinleştirme
adımı. Mesela bir fotoğrafta bir kişinin gözlerini öne çıkarmak için
yapacağınız keskinleştirme işlemi ile aynı fotoğrafta o kişinin tenine
yapacağınız keskinleştirme birbirinden farklı olacaktır, bu nedenle lokal
olarak birkaç adımda yapılması gerekir. O nedenle de en çok zaman alan adımdır
da kendisi aynı zamanda :)
Bunu yapmanın yolu
da,
- Fotoğrafta yapacağınız tüm işleme işlemleri bittikten sonra fotoğrafınızın bir kopyasını ayrı bir katmana atın
- Bu yeni katmana USM işlemi ile keskinleştirmenizi yapın
- Daha sonra layer penceresinin altındaki “mask” opsiyonu ile bu kopya katmanı maskeleyin
- Sonra da keskinleştirme yapmak istediğiniz alanlar haricinde kalan yerleri bir fırça ile bu maskenin üzerinden geçerek silin.
Bu sayede üstteki
kopya katmanda sadece istediğiniz alanlar keskin kalacak diğer alanlar orjinal
fotoğraftaki gibi olacak. Daha sonra da bu iki katmanı birleştirin.
Tabii aynı fotoğraf
içerisinde bu adımı birden fazla bölge için ayrı ayrı yapmanız gerekebilir.
Bir başka yöntem
ise keskin olmasını istediğiniz lokal alanı, bu sefer keskinleştirme yapmadan
ön plana çıkarmak. Bunu yapmanın yolu da,
- Fotoğrafın bir kopyasını ayrı bir katmana atın
- Bu katmanı Filters menüsü altındaki Gaussian Blur filtresi ile flulaştırın
- “Mask” komutu ile gene bu katmanı maskeleyin
- Bu sefer keskin kalmasını istediğiniz bölgeyi bir fırça ile silin.
Bu sayede arka plan
flulaştığı için ana konumuz otomatik olarak daha keskin gözükecektir :)
Bunların dışında da
birden fazla yöntem var, bu konuda PS gerçekten sınırsız olanaklar sunuyor. Her
ne kadar birden fazla yöntem de olsa hemen hemen hepsi USM mantığı ile
çalıştığı için hepsini hem ben bilmiyorum hem de bildiklerimin hepsini buraya
şimdilik koymuyorum.
Output sharpening
Yani çıktı keskinleştirmesi
ise söz konusu fotoğrafı hangi şekilde izleyeceğinize bağlı olarak yapılan bir
keskinleştirme. Yani sadece internette yayınlayacaksanız farklı bir
keskinleştirme yapılması lazım, büyük ebatlı baskı alacaksınız farklı bir
keskinleştirme yapılması lazım. Ve tabii bunlara karar verirken, fotoğrafa ne
kadar mesafeden bakılacak, ne büyüklükte görüntülenecek vs gibi faktörler de
devreye giriyor.
İlk iki adımdan
sonra ekranda fotoğrafınız gayet güzel bir şekilde keskin gözüküyor olmalı. Ama
bu kadar keskinleştirme işlemi hem keskin bir baskı için yeterli değil hem de
internette yayınlayacaksanız belli bir küçültme yapacağınız için o küçültme
işlemi sırasında bu ana kadar yapmış olduğunuz keskinleştirme azalmış ve belki
de gitmiş olabilir. Bu nedenle, en son kullanım alanına bağlı olarak son bir
adım daha keskinleştirme gerekiyor.
Baskı Almak İçin
Burada aslında
birden çok faktör var. Ama şunu söylemeliyim ki iki bir baskı için yapılmış
olan keskinleştirme ekranınızda çok kötü duruyor olabilir ama baskıda gayet iyi
çıkacaktır. Peki bunu belirlemenin yolu ne ? Bu biraz da deneme yanılma ile
kazanılan bir tecrübe, şahsen ben çok az baskı aldığım için bu konuda kendimi
çok geliştiremedim açıkcası. Ama genel kural olarak USM ayarları içindeki
amount / radius ayarlarını belirlerken baskıya ne kadar mesafede bakılacağı,
baskının ebadı, baskıda kullanılan kağıdın tipi, baskı makinasının tipi,
baskının çözünürlülüğü gibi faktörler devreye giriyor.
Mesela mat veya
kanvas fotoğraf kağıtları çok yüksek oranlarda keskinleşitrmeyi kaldırırken
parlak kağıtlar için daha azı yeterli oluyor. Bunların hepsine hakim olmak
kolay değil, ama internette çeşitli hesaplama araçları bulunabiliyor bu işlem
için. Her seferinde baskı alı karar vermek de kolay bir iş değil, hem zahmetli
hem de pahalı. O nedenle yapılabilecek en mantıklı çözüm bu son adımı baskıyı
alacağınız fotoğrafçı ile birlikte yapmak bence.
Internet için
Internette
yayınlamak veya e-mail ile göndermek için fotoğrafları genelde küçültüyoruz. Bu
gibi durumlarda 1nci ve 2nci adımlarda yapmış olduğumuz keskinleştirme ne yazık
ki azalıyor. Bu durumda yine bir keskinleştirme adımı yapmamız gerekiyor.
Genel kural olarak
fotoğrafı %50’den fazla küçülttüğünüzde aşağıdaki değerleri kullanarak USM
yapabilirsiniz.
Radius: 0.2 – 0.3
Amount: 200% - 400%
Threshold: Bu da
tamamen size kalmış ama küçük seviyelerde tutmanızda fayda var.
Eğer bu değerler
gözünüze çok geldiyse, edit menüsü altında Fade Unsharp seçeneği ile
keskinleştirmenin etkisini azaltabilirsiniz.
Ek İpuçları
- RAW veya TIFF formatları JPEG’lere göre keskinleştirme işleminde daha iyi sonuç verirler
- RAW işleme aşamasında kromatik bozulmaları gidermek fotoğrafı daha keskin gösterebilir. Bunu RAW işleme programındaki “Lens Corrections” menüsünde yer alan “chromatic aberrations” aracı ile yapabilirsiniz.
Çok titiz hazırlanmış bir yazı olmuş üstadım. Ellerinize ve emeğinize sağlık.
YanıtlaSilEsenlikler dileğimle
tebrikler....çok güzel anlatılmış.
YanıtlaSilteşekkürler anlatımınız... detaylı bir anlatım olmuş.
YanıtlaSilcok tesekkurler
Silçok teşekkürler çok yararlı bir çalışma
YanıtlaSiltesekkurler
SilHarika anlatmışsınız hocam. Emeğinize sağlık
YanıtlaSil