Pazartesi, Şubat 20, 2012

Keskinlik Nedir ?


Uzun zamandır gezi fotoğrafları veya çeşitli video’lar paylaşıyordum, fotoğraf üzerine pek yazı yazmamıştım. Bence en önemli konulardan birisi olan keskinliğe değinmek istiyorum.

Aslında, daha evvel bahsetmiştim, uzun zamandan beri fotoğraflarda keskinlik ve bunun işleme programları ile nasıl düzeltilebileceğinin üzerine araştırma yapıyorum. Beni bilen bilir, fotoğrafı ilk açtığımda 100% büyütüp keskinliğini kontrol ederim mutlaka, hatta bazı arkadaşlarım bana pixel manyağı derler :) Eminim siz de şahit olmuşsunuzdur makinadan çıkan RAW fotoğraflarda mutlaka bir keskinlik eksikliği vardır. Ve bu beni çıldırtır açıkcası.

İnternette çok fazla kaynak var, bunların hepsine ulaşmak çok uzun sürmedi, uzun süren açıkcası bu yazıyı hazırlamak oldu :)

Peki keskinlik nedir ?


Öncelikle şunu söylemeliyim, bu yazı biraz uzun bir yazı :) ve tamamen çekim sonrası yapılan keskinleştirme işlemleri üzerine. Ama bu işlemlerin başarılı olmasının ön koşulu doğru ve net bir fotoğraf çekmiş olmanız. Net olmayan bir fotoğrafı bu tekniklerle kurtarmayı beklemeyin lütfen. Maksimum netliği ve keskinliği fotoğrafın çekim aşamasında elde edebilmek için neler yapılabileceğini bu yazımda anlatmıştım zaten.


Genel olarak sorulduğunda, fotoğraf ile en ufak alakası olmayan bir kişi bile ona gösterdiğiniz iki fotoğraftan hangisinin keskin olduğunu hangisinin keskin olmadığını size söyleyebilir. Ama teknik olarak, yani fotoğraf tekniği olarak, tanımını herkes yapamaz. Öte yandan bu tanımı bilmek, keskinliği neyi oluşturduğunu anlamak, keskinlik ile ilgili olan problemlerinizi düzeltme yolunda size büyük fayda sağlar.

Eminim bir çoğunuz Photoshop içindeki çeşitli keskinleştirme yöntemlerini biliyordur. En bilineni olan Unsharp Mask (USM) filtresini alalım mesela, uzun zamandır pohotoshop kullanan kişiler hariç çoğu kimse bu filtre içindeki değerlerin ne anlama geldiğini neyi düzelttiğini bilmiyordur, sadece deneme yanılma yöntemi ile gözlerine güzel gelene kadar oynuyorlardır. Bu da ne yazık ki yanlış keskinleştirme yapılmasına sebep olabiliyor çoğunlukla. Bu yazıda USM’nin detaylarına biraz gireceğim ama bence asıl önemli olan keskinleştirmenin aslında tekrarlanan bir süreç olduğunu anlatmak.

Keskinlik aslında iki tane ana faktör ile belirlenir. Bunlarda bir tanesi çözünürlülük diğeri de akutans.

Genel kanı yüksek çözünürlüğün keskinlik getirdiği yönündedir ama aslında çözünürlülük sadece kaydedilen bilginin miktarıdır. Yüksek çözünürlülüğe sahip lensler ve makinalar daha fazla ince detay kaydedebilirken, düşük çözünürlüklü makinalar bu kadar detayı yakalayamaz. 

Öte yandan akutans ise kontrast ile alakalıdır. Yani birbirine yakın olan ve/veya birbirine değen iki piksel arasındaki kenarların kontrastıdır akutans. İnsan gözü ve beyni parlak piksellerin yanında yer alan koyu pikselleri kenar olarak algılar. Koyudan parlağa geçiş ne kadar hızlı olursa kenarlar o kadar keskin gözükür. (Kaynaktan Alıntı: Ron Bigelow)



Yandaki görsel bunu çok güzel açıklıyor. Daha keskin olan 1nci görüntüde bu geçiş çok hızlı iken, 2nci görüntüde bu geçiş daha yavaş ve dolayısıyla daha az keskin gözüküyor.

Aslına bakarsanız keskinlik bu görselde ve hemen hemen tüm fotoğraflarda da aynı şekilde, daha ziyade bu kontrast geçişleri ile alakalı.

O nedenle de tüm keskinleştirme araçları ve iş akışı bu kontrastı ayarlamak üzerine kurulu. Ama mucizeler yaratmayacağını da belirtmek gerek, çünkü bu teknikler sadece makina tarafından kaydedilmiş bilgiler üzerinde çalışır ve eğer fotoğraf net değilse istediğiniz kadar keskinleştirme yapın, netliğini düzeltemezsiniz.

Peki neden dijital fotoğraf makinalarında keskinleştirme ihtiyacı duyarız?


Bunun tam ve doğru cevabı oldukça teknik olmakla birlikte şu şekilde özetleyebiliriz. Günümüzdeki tüm dijital fotoğraf makinalarının altında yatan sistem, doğadan ışıkla gelen analog sinyalleri dijital verilere dönüştüren bir sistem. Fotoğraf makinalarında kullanılan algılayıcılar aslına bakarsanız piksellerden oluşuyor ve her piksel sadece ışığın bir rengini yakalayabiliyor, ya yeşili, ya kırmızıyı, ya da maviyi.. Bunun ne anlama geldiğini bir fotoğraf üzerinden anlatmaya çalışayım.

Yandaki fotoğraf bir çiçeğin yaprağının kenarının %100 büyütülmüş hali. Kolaylık olması açısından fotoğraftaki renkleri düşünmeyin. Sadece bu fotoğraf üzerinde seçtiğim 3 noktaya bakalım.

1nci nokta sadece beyazı kaydediyor, 2nci nokta ise arka plandaki tamamen koyu alanı kaydediyor ve 3ncü nokta ise tam bu koyu ve beyaz alan arasındaki kenarı kaydediyor. Birinci ve ikinci noktaların düştüğü piksellerde problem yok çünkü onlara ya beyaz ya da siyah geliyor tamamen. Asıl problem 3ncü noktada, çünkü o kenar üzerinde hem beyaz hem de siyahlar var ve pikseller bunu kaydedemiyor. Bu nedenle bu bilgiyi griye indirgeyerek kaydediyor ve bu da beyaz ve siyah arasındaki geçişin yavaşlamasına yani akutansın azalmasına sebep oluyor. İnsan gözü bu çiçeğe bakarken aradaki geçişi oldukça hızlı yapabilirken ve dolayısıyla çiçeği keskin bir şekilde yapabilirken fotoğraf makinalarındaki algılayıcılar bunu yapamadığından ve araya griyi serpiştirdiğinden keskinlikte kayıplar oluyor.

Öte yandan fotoğraf makinalarında kullanılan diğer birkaç tane daha filtre var ve bunların kullanımı da fotoğrafların yumuşamasına sebep oluyor.

İşte bu sebeple hemen hemen tüm dijital fotoğrafların belli bir keskinleştirme işleminden geçmesi gerekiyor.

Keskinleştirme İş Akışı

İş akışının detayına girmeden dijital işleme programları ile keskinleştirmenin nasıl yapıldığını anlatmaya çalışacağım önce.

Nasıl Çalışır?

Hemen hemen tüm fotoğraf işleme programları aynı mantıkla çalışıyor. Bu teknik 1930’larda Almanya’da kullanılmaya başlanılan bir teknik. O zamanlar karanlık odada ve negatiflerle yapılan işlem şimdi daha basit bir şekilde fotoğraf işleme programları ile yapılıyor. Yapılan işlem ise aslında hep aynı. Orjinal fotoğrafın bir kopyasını ayrı bir katmana alıp bunu çeşitli filtreler ile flulaştırmak ve orjinal fotoğraf ile flu fotoğraf arasındaki farka bakıp, belirlenmiş olan bir eşiği aşan ton farkları varsa bunları elimine etmek üzerine kurulu bir mantık. Bu sayede fotoğraftaki kenarlardaki ışık farkı arttırılarak akutans arttırılıyor ve böylece fotoğraf keskin gözüküyor. Önce flulaştırıldığı için ve sonra bu flu kısımlar elimine edildiği için bu yönteme genelde unsharp mask deniyor zaten :)

Burada önemli olan bu eşiği iyi belirleyip keskinleştirmeyi ayarında ve ne için keskinleştirme yaptığımızı bilerek yapmak, yoksa fazla keskinleştirme sonucu fotoğrafta çok fazla bozulmalar yaşanabiliyor.
Photoshop içindeki USM menüsü 




Camera RAW editör içindeki USM menüsü



Burada yapılan tüm ayarlar hemen hemen tüm işleme programlarında standart durumda. Birazdan bahsedeceğim tanımlar hem Photoshop Camera Raw editor için geçerli hem de Photoshop’un kendi içindeki USM için geçerli.


Ayar
Ne anlama gelir ? Nasıl çalışır ?
Radius
Bu ayar, bir fotoğraftaki kenarların etrafındaki ne kadarlık bir alanın etkileneceğini belirler. Daha düşük bir ayar daha düşük bir alanı keskinleştireceğiniz anlamına gelir.(Yukarıda, USM mantığını anlatırken kopyanın flulaştırıldığını anlatmıştım. İşte radius ayarı ile bu flulaştırmanın ne kadar yapıldığını belirler. Bu ayarda 1 piksel seçmeniz keskinleştirmenin sadece 1 piksele yapılacağını belirlemez, aslında bu 1 pikselden daha geniş bir alana yapılır ve flulaştırma alanı ile bunu belirleriz)
Amount
Keskinleştirme işleminin gücünü ya da yoğunluğunu belirler ve genelde yüzdesel olarak belirtilir. Yani bir kenardaki koyu ve açık alanlar arasındaki kontrastı ne kadar arttırılması gerektiğini belirler. %0 ile %500 arasında bir değer olabilir. Ne kadar arttırırsanız o kadar fazla keskinleştirirsiniz ama herşeyin olduğu gibi bunda da fazlası zarar demektir :) Genellikle %100 başlamak için iyi bir seviyedir. Yavaş yavaş yükselterek optimum seviyeyi bulabilirsiniz. Tabii bu optimumun üzerine geçerseniz artık fotoğrafta lekelenmeler başlayacaktır. Tabii amount’a karar verirken fotoğrafı nerede kullanacağızın da önemi var. Internette veya monitörde bakmak için keskinleştiriyorsanız başka seviye, büyük ebatlı bir baskı alacaksınız ona göre bir seviye belirlemeniz gerekir. Büyük baskılar için amount’u biraz daha arttırabilirsiniz.
Threshold
(Masking)
Threshold ayarı herhangi bir keskinleştirme işleminin yapılabilmesi için iki piksel arasında minimum ne kadarlık bir ton farkı olması gerektiğini belirler. Yani yukarıda bahsettiğim eşiği threshold ile belirliyorsunuz. Belirlediğiniz seviyenin altındaki ton farkları keskinleştirmeye tabii tutulmuyor ve bu sayede fotoğraflarda oluşabilen bozulmaları engelleyebiliyorsunuz. Mesela gökyüzündeki pikseller arasındaki tonal geçişler oldukça küçük seviyededir ve bu sayede gökyüzünün keskinleştirmeye tabii olmasını engelleyebiliyorsunuz.
Details
İnce detayların, daha az detay içeren diğer yerlere göre alacağı göreceli keskinleştirme ayarı. Bu ayar aynı zamanda genel keskinleştirme yoğunluğunu da etkiliyor. (Ama bu ayar Camera Raw editör dışında pek bulunmuyor.)


Genellikle tüm keskinleştirme işlemleri bu filtre veya bu ayarlar aracılığıyla yapılır. Yüksek çözünürlüklü fotoğraflar için Amount ayarını %100’ün üzerine ayarlamanızda pek bir sakınca yok, ama bunu da gene çok abartmadan yapmak lazım. Radius ayarı ise fotoğrafa göre değişmekle birlikte, gene yüksek çözünürlüklü fotoğraflar için 1 ve 2 arası kullanılabilir. Örnek vermek gerekirse bir kuşun tüylerini detaylıca görebiliyorsanız bu tarz ince detaylar için radius’u küçük tutup, en ince detayın bile keskinleştirilmesini sağlayabilirsiniz. Öte yandan bir kişinin yüzünden bahsediyorsak, insan teninde çok fazla detay olmayacağı için (mesela bir kuşun tüylerine oranla) burada daha yüksek bir radius kullanılabilir. Ama tabii fotoğrafın çözünürlülüğü düşük ise daha yüksek bir radius’a ihtiyacınız olur ama o zaman da fotoğraftaki kuşun tüyleri gibi ince detaylar birden fazla piksele yayılacağından radius’u düşürmeniz gerekebilir. Threshold’u is yumuşak alanların ve dokuların keskinleştirilmesini engelleyecek seviyeye getirmeniz yeterli.

Peki bu değerleri hangi sıra ile belirlediğinizin bir önemi var mı ? Aslında bu bir değer değiştiği zaman bir diğer değeri tekrar belirlemenizi gerektiren ve taa ki optimumu bulana kadar tekrar tekrar tüm değerlerin belirlendiği bir işlem. Ama gene de önce radius ile başlayıp, sonra amount’u belirleyip en son da threshold’u belirlemekte fayda var.

Kafanız karıştı değil mi ? Açıkcası benim de öyle, yani aslında kafam karıştı demeyeyim de, her fotoğraf için bu değerler çok değişiyor. Ve en doğrusunu bulmak tamamen deneme yanılmaya kalmış durumda. O nedenle bu değerleri belirlerken mutlaka fotoğrafın neresini keskinleştirmek istediğinize bağlı olarak karar verin, ve bu kararı da verirken mutlaka fotoğrafı %100 seviyesine getirip öyle keskinleştirme yapın.

Peki tüm bu detaylar iyi hoş da, keskinleştirme işlemi nasıl bir süreçten geçmeli ? Şimdi iş akışına geçelim biraz da...

Keskinleştirme İş Akışı

Keskinleştirme işlemi fotoğraf işleme akışınız içerisinde birden fazla adımda yapıldığı zaman en iyi sonucu veriyor. Bu adımları kısaca aşağıdaki şema gibi özetleyebiliriz:


Capture sharpening
Yani kaynak keskinleştirmesi, fotoğraf makinası veya scanner gibi fotoğrafın kaynağından kaynaklı keskinlik kayıplarını gidermeye yönelik bir adım. Hemen hemen tüm dijital fotoğraflar için bu keskinleştirmenin yapılması gerekiyor ne yazık ki daha evvel yukarıda anlattığım sebepler nedeniyle.

Bu adım daha ziyade RAW dosyaları işlerken yapılıyor. JPEG çekim yapıyorsanız, fotoğraf makinanızdak ayarlara göre fotoğraf makinası bunu kendisi otomatik yapıyor ama en doğrusu PS Camera Raw editor veya fotoğraf makinası ile gelen yazılım ile bunu yapmak daha doğru. Çünkü makinadan makinaya göre makina içi ayarlar değişebiliyor ve çekim modu da etkileyebiliyor keskinliği. Mesela landscape modunda çekilen fotoğraflar portre modunda çekilenlere göre daha keskin sonuçlar veriyor. O nedenle en emin yöntem RAW editörü içinde bu işlemleri yapmak.

Kaynak keskinleştirmesi aslında tamamen yukarıda anlattığım ayarları belirleme ile aynı mantık. Bir tek dikkat edilmesi gereken konu fotoğrafın mevcutta sahip olabileceği yüksek kumlanma ile keskinleştirmenin dengelenmesi. Eğer yüksek ISO ile çekim yapıldıysa her zaman bu adımda bir keskinleştirme yapmak doğru sonucu vermeyebilir ve belki de ikinci adımdaki keskinleştirmeyi yapmak daha doğru olabilir. Tabii öncesinde yüksek ISO’dan kaynaklı kumlanmanın temizlenmesi şartıyla!

Creative sharpening
Yani yaratıcı keskinleştirme, fotoğrafın içeriğine bağlı olarak lokal yapılan keskinleştirme adımı. Mesela bir fotoğrafta bir kişinin gözlerini öne çıkarmak için yapacağınız keskinleştirme işlemi ile aynı fotoğrafta o kişinin tenine yapacağınız keskinleştirme birbirinden farklı olacaktır, bu nedenle lokal olarak birkaç adımda yapılması gerekir. O nedenle de en çok zaman alan adımdır da kendisi aynı zamanda :)

Bunu yapmanın yolu da,

  1. Fotoğrafta yapacağınız tüm işleme işlemleri bittikten sonra fotoğrafınızın bir kopyasını ayrı bir katmana atın
  2. Bu yeni katmana USM işlemi ile keskinleştirmenizi yapın
  3. Daha sonra layer penceresinin altındaki “mask” opsiyonu ile bu kopya katmanı maskeleyin
  4. Sonra da keskinleştirme yapmak istediğiniz alanlar haricinde kalan yerleri bir fırça ile bu maskenin üzerinden geçerek silin.
Bu sayede üstteki kopya katmanda sadece istediğiniz alanlar keskin kalacak diğer alanlar orjinal fotoğraftaki gibi olacak. Daha sonra da bu iki katmanı birleştirin.

Tabii aynı fotoğraf içerisinde bu adımı birden fazla bölge için ayrı ayrı yapmanız gerekebilir.

Bir başka yöntem ise keskin olmasını istediğiniz lokal alanı, bu sefer keskinleştirme yapmadan ön plana çıkarmak. Bunu yapmanın yolu da,

  1. Fotoğrafın bir kopyasını ayrı bir katmana atın
  2. Bu katmanı Filters menüsü altındaki Gaussian Blur filtresi ile flulaştırın
  3. “Mask” komutu ile gene bu katmanı maskeleyin
  4. Bu sefer keskin kalmasını istediğiniz bölgeyi bir fırça ile silin.

Bu sayede arka plan flulaştığı için ana konumuz otomatik olarak daha keskin gözükecektir :)

Bunların dışında da birden fazla yöntem var, bu konuda PS gerçekten sınırsız olanaklar sunuyor. Her ne kadar birden fazla yöntem de olsa hemen hemen hepsi USM mantığı ile çalıştığı için hepsini hem ben bilmiyorum hem de bildiklerimin hepsini buraya şimdilik koymuyorum.


Output sharpening
Yani çıktı keskinleştirmesi ise söz konusu fotoğrafı hangi şekilde izleyeceğinize bağlı olarak yapılan bir keskinleştirme. Yani sadece internette yayınlayacaksanız farklı bir keskinleştirme yapılması lazım, büyük ebatlı baskı alacaksınız farklı bir keskinleştirme yapılması lazım. Ve tabii bunlara karar verirken, fotoğrafa ne kadar mesafeden bakılacak, ne büyüklükte görüntülenecek vs gibi faktörler de devreye giriyor.

İlk iki adımdan sonra ekranda fotoğrafınız gayet güzel bir şekilde keskin gözüküyor olmalı. Ama bu kadar keskinleştirme işlemi hem keskin bir baskı için yeterli değil hem de internette yayınlayacaksanız belli bir küçültme yapacağınız için o küçültme işlemi sırasında bu ana kadar yapmış olduğunuz keskinleştirme azalmış ve belki de gitmiş olabilir. Bu nedenle, en son kullanım alanına bağlı olarak son bir adım daha keskinleştirme gerekiyor.

Baskı Almak İçin
Burada aslında birden çok faktör var. Ama şunu söylemeliyim ki iki bir baskı için yapılmış olan keskinleştirme ekranınızda çok kötü duruyor olabilir ama baskıda gayet iyi çıkacaktır. Peki bunu belirlemenin yolu ne ? Bu biraz da deneme yanılma ile kazanılan bir tecrübe, şahsen ben çok az baskı aldığım için bu konuda kendimi çok geliştiremedim açıkcası. Ama genel kural olarak USM ayarları içindeki amount / radius ayarlarını belirlerken baskıya ne kadar mesafede bakılacağı, baskının ebadı, baskıda kullanılan kağıdın tipi, baskı makinasının tipi, baskının çözünürlülüğü gibi faktörler devreye giriyor.

Mesela mat veya kanvas fotoğraf kağıtları çok yüksek oranlarda keskinleşitrmeyi kaldırırken parlak kağıtlar için daha azı yeterli oluyor. Bunların hepsine hakim olmak kolay değil, ama internette çeşitli hesaplama araçları bulunabiliyor bu işlem için. Her seferinde baskı alı karar vermek de kolay bir iş değil, hem zahmetli hem de pahalı. O nedenle yapılabilecek en mantıklı çözüm bu son adımı baskıyı alacağınız fotoğrafçı ile birlikte yapmak bence.

Internet için
Internette yayınlamak veya e-mail ile göndermek için fotoğrafları genelde küçültüyoruz. Bu gibi durumlarda 1nci ve 2nci adımlarda yapmış olduğumuz keskinleştirme ne yazık ki azalıyor. Bu durumda yine bir keskinleştirme adımı yapmamız gerekiyor.

Genel kural olarak fotoğrafı %50’den fazla küçülttüğünüzde aşağıdaki değerleri kullanarak USM yapabilirsiniz.

Radius: 0.2 – 0.3
Amount: 200% - 400%
Threshold: Bu da tamamen size kalmış ama küçük seviyelerde tutmanızda fayda var.

Eğer bu değerler gözünüze çok geldiyse, edit menüsü altında Fade Unsharp seçeneği ile keskinleştirmenin etkisini azaltabilirsiniz.

Ek İpuçları

  1. RAW veya TIFF formatları JPEG’lere göre keskinleştirme işleminde daha iyi sonuç verirler
  2. RAW işleme aşamasında kromatik bozulmaları gidermek fotoğrafı daha keskin gösterebilir. Bunu RAW işleme programındaki “Lens Corrections” menüsünde yer alan “chromatic aberrations” aracı ile yapabilirsiniz.



7 yorum:

  1. Çok titiz hazırlanmış bir yazı olmuş üstadım. Ellerinize ve emeğinize sağlık.

    Esenlikler dileğimle

    YanıtlaSil
  2. tebrikler....çok güzel anlatılmış.

    YanıtlaSil
  3. teşekkürler anlatımınız... detaylı bir anlatım olmuş.

    YanıtlaSil
  4. çok teşekkürler çok yararlı bir çalışma

    YanıtlaSil
  5. Harika anlatmışsınız hocam. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil